İNGEV tarafından UNHabitat (Birleşmiş Milletler Habitat) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi işbirliği ile hazırlanan rapor,metropolde yaşayan genç mültecilere yönelik sosyal politikalara destek olmayı amaçlıyor. Rapor, kaynak taramalarının yanısıra değişik semtlerde yaşayan 12-24 yaş arası 378 genç mülteci ile Nisan 2016’da yapılan anketlere ve derinlemesine görüşmelere dayanıyor. Saha çalışmasının veri toplama ve analizi, Veri Toplama Enstitüsü (VTE)tarafından gerçekleştirildi.
Çalışma raporunda mülteci gençleri kapsayan il gençlik konseylerinin kurulması ve kentsel yapı içinde mülteci gençlere yer açılması önerilerine yer verildi.
Erken Evlilik, Çabuk Ebeveyn Olma ve Kalabalık Haneler
15-24 yaş arası her beş mülteci gençten birisi evli, 20-24 yaşarasındakilerin yüzde 39’u evli ve evli olanların yüzde 32’si ise çocuk sahibi. Yüzde 44’ü 5-7 kişilik,yüzde 33’ü 8-11 kişilik ve yüzde 9’u 12 kişi ve daha kalabalık hanelerde yaşıyorlar. Yüzde 39’u son bir yıl içerisindeİstanbul’a gelmiş. Öte yandan rapor, diğer illerden İstanbul’a gelme isteğiningüçlü bir şekilde devam edebileceğini gösteriyor. Kalabalık hanelerin daha medeni yaşama mekanlarına kavuşması da önemli bir sorun olmayı sürdürecek.
Türkiye’de ve Geleneklerini Yaşatacak bir Çevrede
Mülteci gençlerin hemen hepsi Türkiye’yi başka bir yere koymuş durumdalar, yüzde 96’lık bir kesim “Türkiye’nin desteği unutulmaz” kanısında.Yüzde 76’lık bir oranla mülteci gençlerin Suriye’ye geri dönme isteğihalen güçlü.Yaş ilerledikçe geri dönme isteği azalıyor.Avrupa’ya gitme isteği ise oldukça düşük bir oranda (yüzde ile 22). Türkiye’de yerleşim yeri tercihinde ana tercihleri kültür ve geleneklerini muhafaza edebilecekleri bir çevre (%89) .
Her koşulda mülteci gençlerin hayatlarına yön veren en önemli üç değer şu şekilde sıralanıyor: Aile, Güvenlik ve Dini inanç. İstanbul, anket sonuçları gözünde bulundurulduğunda çok güvenli bir şehir olarak öne çıkıyor.
İstanbul’da Genç Mülteci Olmak: Öğrencilikten, Sigortasız Çalışmaya
Suriye’de iken yüzde 73’ü öğrenci olan genç mültecilerin sadece yüzde29’u İstanbul’da kendilerini öğrenci olarak tanımlıyor. Diğer taraftan, Suriye’de sadece yüzde 18’i çalışma hayatına katılmışken, bu rakam İstanbul’da yüzde 44. İstanbul’da sadece yüzde 5 sigortalı çalışıyor iken, geriye kalan yüzde 39 sigortasız, her hangi bir iş güvencesine sahip değil. Ortaya çıkan bu belirgin değişimde, okula geri dönüşsağlayabilmek en önemli ve zor konulardan birisi. Öte yandan çocuk işçiliğin yaygınlaşması da bir başka sorun. İngev’insaha çalışmasının başka bir çarpıcı detayı, Suriyeli işverenlerin (genellikle esnaf) yanlarında çalışanların ankete katılmasını istememiş olmaları. Bu bağlamda Suriyeli işverenlerin mesleki-yasal yaklaşımlarını güçlendirecek desteklere ve mesleki örgütlenmelereihtiyaç kendini gösteriyor.
Arkadaşlarla Geçen Boş Zamanlar ve Teknoloji Kullanımı
Hem sigortasız hem de düzensiz çalışma ve beraberinde düzensiz öğrenciliğin etkisi özellikle erkekgenç mültecilerde yüksek oranda bir boş zamanı ortaya çıkarıyor. Erkeklerin yüzde 77’sinin boş zamanı var ve mülteci gençlerin yüzde 68’i gibi büyük bir bölümü boş zamanlarını arkadaşları ile zaman geçirerek harcıyor. Eğitim, spor ve genel olarak kentsel yaşamda kendilerine alan açılmaması durumunda,hem gençler ve hem de kent için tehlikeli sonuçlar doğabilir.
Ayrıca gençler arasında cep telefonu (akıllı telefon) sahipliği yüksek ve internet yaygın kullanılıyor ve erişim için bu yararlanılması gereken bir avantaj olarak öne çıkıyor.
Dil Bariyeri ve Girişimcilik Rüyası
Türkiye’de mülteci olmanın yarattığı bir başka dinamik de dil bariyeri. Mülteci gençlerin Yüzde 43’ü Türkçe konuşabildiğini söylerken, geriye kalan yüzde 57’lik kesimTürkçe bilmediğini belirtiyor..En fazla istenen hizmet açık ara Türkçe eğitimi (yüzde 89) olurken, ardından yüzde 62’lik bir oranla İngilizce eğitimi geliyor, bunları spor, adaptasyon eğitimi ve bilgisayar eğitimleri takip ediyor.
Öte yandan mülteci gençlerin yüzde 26’sı İngilizce bilirken, Kürtçe bilenlerin yüzdesi ise 7. Türkçe eğitimi disiplinli bir şekilde yaygınlaştırılırken, hayata geçirilecek adaptasyonla birlikte, spor eğitimin,belki kulüp organizasyonlarını i ve yönelimlerini artıracak çözümlere ihtiyaç var.
İleride sahip olmak istedikleri meslek sorulduğunda ise en güçlü cevap girişimcilik(yüzde 26). Girişimcilik cevabını, yüzde 16 ile öğretmen, yüzde15 ile de doktor-eczacı izliyor. Aslında bu meslek dalları, son yıllarda mülteci gençlerin günlük hayatlarında karşılaştıkları “rol modelleri” ve hissettikleri ihtiyaçları yansıtıyor. Özellikle evli ve 19 yaş üstü grubun girişimcilik destekleri konusunda daha çok bilgilen(diril)mesi gerekiyor. Hem sigortasız çalışma ve hem de girişimcilik eğilimleri birleştiğinde Ticaret odalarının mültecilere yönelik hizmetlerini arttırmaları kolaylaştırıcı olabilir…
Gençlerin sadece Yüzde 22’si destek almış, STK’lara Büyük Görev Düşüyor
Mülteci gençlerin kendilerine sağlanan desteklerle ilgili en önemli bilgi kaynakları yakın çevreleri (yüzde 54). Önemli bir kesim ise ne tür bir destek alabilecekleri konusunda bilgi sahibi değil (yüzde 38). Yüzde 61’lik bir kesim, Sivil toplum örgütlerinden hangi destekleri alacaklarını bilmiyor. Sadece yüzde 22’si destek aldığını söylüyor. Bu rakamlar diğer verilerle birleştiğinde sivil toplum örgütleri başta olmak üzere mülteci gençlere yönelik çabaların sahaya inmekte zorlandığı sonucu çıkıyor. Sivil toplum çabalarının analiz,rapor, danışmanlık gibi hazırlık aşamalarından mülteci hayatlarına somut ve sistematik olarak dokunacak bir aşamaya geçmesi gerekli. Aynı şekilde mülteci gençlerin erişebilecekleri hizmetleri öğrenebilecekleri kanallara ihtiyaçları var. Sonuç olarak, gençlerin kendi hayatları ile ilgili daha fazla söz sahibi olmalarını sağlayacak, kent konseyi gibi mekanizmalargelişmeli.
Detaylı bilgi için: Berk Çoker (İNGEV Proje Direktörü ve Danışma Kurulu Üyesi)
İngilizce rapora ulaşmak için tıklayınız…