5 -11 Aralık haftası, Bilgisayar Bilimleri Eğitim Haftası (Computer Science Education Week — CSEdWeek) olarak dünyanın her yerinde binlerce etkinlikle kutlanıyor. Etkinlik sayfasına baktığınızda dünya genelinde 150 binin üzerinde “Kodlama Saati” etkinliğinin gerçekleştirildiğini ve bu etkinliklerin 900’den fazlasının da Türkiye’de yapıldığını görüyoruz.

Yılın son ayına denk gelen CSEdWeek etkinliği kapsamında hem 2016’nın en iyi ve en başarılı teknolojik gelişmelerinin bir araya getirildiği birçok liste yayınlanıyor hem de 2017 ve sonrası için öngörülerin yer aldığı paylaşımlar yapılıyor. Microsoft da CSEdWeek kapsamında bu hafta, Microsoft global araştırma organizasyonundaki 17 uzman kadın çalışanına 2017 ve 2027 tahminlerini soruldu.

Microsoft’un sadece kadın çalışanlarından oluşan bir ekiple bu çalışmayı gerçekleştirmiş olmasının tabii ki bir anlamı var. Microsoft, teknolojideki ilerlemelerin ve iş dünyasındaki küreselleşmenin tüm endüstrileri ve dahi toplumu dönüştürdüğü bu “ivme çağında”, herkesin, özellikle de çocukların dijital okuryazar olmasını her zamankinden daha fazla önemsediğini belirtiyor. Bu bağlamda da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) bir raporuna atıfla, özellikle bu durumun dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar ve kız çocukları için doğru olduğunu belirtiyor. Rapor kapsamında 34 OECD ülkesinde yapılan araştırmaya göre bilgisayar bilimleri mezunlarının sadece yüzde 20’sinin kadın olduğu tespit edilmiş ve bu durumun çok geniş kapsamlı ekonomik ve toplumsal sonuçları olduğuna dikkat çekilmiş. Kadın ve Bilişim Teknolojisi Ulusal Merkezi’nin (The National Center for Women & Information Technology) hazırlamış olduğu infografiğegöre de üniversitelerin lisans derecelerinin yüzde 57’si kadınlar tarafından kazanılırken, önemli araştırma üniversitelerindeki bilgisayar bilimleri derecelerinin sadece yüzde 12’si kadınlara veriliyor. Microsoft da bütün bu bilgiler ışığında, STEM (Science (Fen Bilimleri), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik)) başlığı ile ilgili alanlarda hayallerini gerçekleştirmek isteyen kız öğrenciler için rol model alabilecekleri kadın çalışanlarını ön plana çıkarmak amacıyla eğitim haftasına önemli bir misyon daha yüklemiş.

Şimdi gelin Microsoft’un global araştırma organizasyonundaki 17 kadın çalışanı, 2017 ve 2027 yıllarına dair hangi öngörülerde bulunmuş birlikte inceleyelim;

New England araştırma laboratuvarı kıdemli araştırmacısı Mary L. Gray’e göre 2017’de sosyal bilimlerde yaşanacak en önemli ilerleme, sosyal bilimciler ve bilgisayar bilimcilerinin; kültürel, ekonomik ve siyasi “filtre baloncuklarını” haritalayan ve ölçen yeni yöntemler geliştirmek ve bunların insanların günlük “çevrimdışı” yaşamlarını nasıl etkilediklerini açıklamak için güçlerini birleştirmeleri olacak. Gray, 2027 yılına gelindiğinde ise ABD’deki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 30’unun vergi danışmanlığı ve sağlık desteği gibi (yapay zekâ) destekli mal ve hizmet sağlama işleriyle ilgileneceğini söylüyor. Gelinen bu noktada tüketiciler, bir insan işçisine gerçekten gerek duyup duymadıkları konusunda kararsız kalacaklar. Gray ayrıca sosyal bilimlerin, 21. yüzyılın yapay zekâ destekli işgücü ihtiyacını karşılamaya yönelik portatif fayda sağlayan yeni bir sosyal güvenlik ağı oluşturmak için teknolojilerin ve kamu politikasının geliştirilmesinde önemli bir rol oynayacağını söylüyor.

Yine New England araştırma laboratuvarı kıdemli araştırmacılarından Nicole Immorlica ise özellikle iktisat ve oyun kuramı alanlarında yaşanabilecek gelişmelere dikkat çekiyor. Immorlica, insanların bu “büyük veri” döneminde gittikçe karmaşıklaşan kararlarla karşı karşıya kaldıklarında, en uygun seçeneği seçmekte zorlanacaklarını belirtiyor. Buna bağlı olarak da ekonomistlerin, bu karmaşıklık karşısında yaklaşık olarak optimal olan davranışlarla ilgili yeni teoriler geliştireceğini ve bilgisayar bilimcilerinin de insanların bu senaryolarda gezinmesine yardımcı olmak için otomatikleştirilmiş makine öğrenimi (yapay zekâ ile öğrenme) araçları geliştireceklerini söylüyor. 2027 yılına gelindiğinde ise otomasyonun yeni bir ekonomik modele yol açacağını belirten Immorlica’ya göre, bu yeni modelde çoğu insanın toplumsal katkısı yaptıkları işlerden ziyade hayatlarını yaşarken ürettikleri verilerden kaynaklanıyor olacak. Doğal olarak ekonomistler de bu katkılarından dolayı insanları adil bir şekilde tatmin etmenin yolları hakkında araştırmalar yapıyor olacak.

Microsoft’un 2014’te kurduğu MSR NExT araştırma birimi araştırmacılarından Mar Gonzalez Franco, 2017’de daha iyi vücut izleme özelliği olan sanal gerçeklik cihazlarının ortaya çıkacağını söylüyor. Bu iyileştirmenin bir sonucu sanal avatarların tecrübelerinin birinci elden deneyimlenebilecek olması. 2027’ye gelindiğinde ise Franco’ya göre bugünkü görsel ve işitsel duyuları uyaran mevcut sanal gerçeklik sistemlerinin aksine, dokunsal duyuları da uyaran, algılanmış gerçekliği değiştiren ve halüsinasyonlar üretebilecek çok zengin multisensörlü deneyimleri mümkün kılan bir sanal gerçeklik sistemine sahip olacağız.

Redmond araştırma laboratuvarı yöneticilerinden Susan Dumais, son birkaç yıldır ses tanıma, görüntü anlamlandırma ve doğal dil işleme konularında önemli atılımlar yaşandığını ve 2017’de de derin öğrenme modellerinin, web arama sonuçlarının kalitesini yükseltmeye devam edeceğini ve belge anlamlandırma ve sorgu eklenmesinde de gelişmelere yol açacağını belirtiyor. 2027 yılında ise arama kutusunun (search box) tamamen kaybolacağını ve yerine daha yaygın, gömülü ve içeriğe duyarlı arama işlevlerinin geleceğini söylüyor.

Birleşik Krallık’taki Cambridge araştırma laboratuvarı araştırmacılarından Cecily Morrison, 2017’de görme engelli insanların, kişisel ajanların (personal agents) en önemli kullanıcıları olacağını ve bu durumun teknoloji uzmanlarının dönüşüm teknolojisine geçmelerine yardımcı olacağını belirtiyor. 2027 yılına gelindiğinde ise engelli olanlar da dahil tüm çocukların kodlamayı öğrenmek için uygun araçlara sahip olacağını belirtiyor.

Bir kısmını burada da paylaştığımız açıklamaların tamamına baktığımızda, araştırmacıların özellikle makine öğreniminde, konuşma ve doğal dil işlemede, sanal gerçeklikte, teknolojinin çevre ve ekoloji gibi alanlara etkisinde ve (yapay zekâ destekli) tarımsal yazılımlarda olağanüstü bir ilerleme yaşanacağını düşündüklerini söyleyebiliriz.

0 Yorum

Bir Cevap Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

®  2024 Araştırıyorum 

Düşünceler

Paylaşmak istedikleriniz mi var?

Gönderiliyor

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?